Haftasonunun uzerinden iki gun gecti - lakin vucuttaki kirginliktan dolayi yatmis uzanmis oldugumuzdan, ancak yazabiliyorum... Kisa olacak hatta...
Cuma gunku mac beni yine sasirtmadi - Fenerbahce bu sene inanilmaz kotu bir performans sergiliyor... Guiza'nin attigi gol cok net bicimde ofsayt olsa da, Lugano'yu hala yakalayamamis olmasi cok ilginc istatistik... Del Bosque kendisini kadroya cagirdiginda Marca "Guiza Turkiye'yi icerden vuracak" basligi atti mi acaba?
Cumartesi gunku mucadele keyifliydi. Mucadele kelimesini ozellikle kullaniyorum - Sivasspor 11 adet fiziksel yonu agir basan oyuncudan kurulu - oyun acabilecek oyunculari yok. Olmayinca da, kendileri kadar kosabilen her takim karsisinda zorlaniyorlar. Besiktas maci alabilirdi... Sivas da alabillirdi... Beraberlik mucizevi bir bicimde her iki takima da yaradi. Fiksture yazinin sonuna dogru deginecegim...
Disardaki maclar daha da ilgincti... Fulham, Manchester United'i 2-0'la gecerken Manchester maci 9 kisiyle bitiriyor; yillar sonra Premier League'de iki mac ust uste kaybediyordu... Bir kac sonra, bir diger supriz gerceklesti - Londra derbisinde Tottenham, Chelsea'yi 1-0'la gecerken; Chelsea etkili bir oyun ortaya koyamadi bile... Hiddink'in ilk maglubiyetinin ardindan ilk 2 degismedi...
Cumartesi gunu Serie A'daki onemli macta - Roma'nin Juve'ye 4-1 yenilisini izledim. Italyan ligine yakismayacak kadar atagi dusunen Juventus'ta; Sebastian Giovinco yine en cok keyifle izledigim oyuncuydu... Iaquinta'nin 2 gol attigi macta, Pavel Nedved de oyuna sonradan girip, son sozu soyledi...
Pazar gunku macin da beni sasirttigini soyleyemeyecegim... Bir aksam oncesinde, evde raki sofrasina yardim ve yataklik ettigimden oturu; ancak macin ikinci yarisinda acabildim gozlerimi. Youla'nin golunden 1 dakika sonra... Eskisehir'in 10 kisi kaldigini, mac sonunda ogrendim ancak ... diyeyim de siz anlayin durumu. Galatasaray bu sezonu oturup analiz etmeli - Adnan (Sezgin + Polat) denkleminin bir sekilde cozulmesini saglamali...
Pazar gununun en flas skoru, suphesiz Liverpool'un Aston Villa'yi 5-0 ile gecmesiydi... Gerrard'in 2'si penaltidan olmak uzere attigi 3 golle costugu macta; Liverpool bir kez daha "ben de buradayim" dedi... Real'e 5, Manchester'a da 4 atan Liverpool, boylece 3 macta, cok onemli 3 rakibine 14 gol atmis oldu...
Simdi bir soluk alalim...
Fikstur konusunda bir iki kelam edelim...
Bu postu daha da uzatmamak icin yazmiyorum (isteyen http://www.ntvspor.net'ten bakmali) - ama Sivasspor'un bariz fikstur avantajindan ufak da olsa bahsetmek gerek.
Besiktas'in kagit uzerinde zorlu deplasmanlari ve 2 derbi maci olmasina ragmen "daha avantajli bir durumdalar" dememin bir sebebi var...
Sivasspor'un muazzam dususunun yanisira, iki sey gerceklesti.
1. Bulent Uygun antipatikligin zirvesinde dolasiyor - bir zamanlarin neo-Aykut Kocaman'i; neo-Ali Sen'lige dogru ilerlerken; kendisine sempati duyan bir cok takimi da itmis durumda.
2. Sivas'in buyuk bir form dusuklugu icerisinde... Besiktas macindaki ekstra konsantrasyon geri kalan 9 macta sahada olmazsa, Sivasspor cok supriz puanlar kaybedebilir... Ligin son haftasina 4 puan farkla girmedigi surece "Sampiyon"luk havasina girmeleri de cok sacma olur... Besiktas'in buyuk ihtimalle kume dusmus olacak Denizlispor'la oynayacagi son maca nazaran, cok daha zor bir Galatasaray maci bekliyor onlari...
Bu haftalik da bu kadar...
Bu aralar pek yazi yazamadigim icin, tavsiyem, okumayanlarin hemen asagidaki Filippo Inzaghi postunu okumasi...
Keyifli haftalar efendim...
24 Mart 2009 Salı
Haftasonu
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Yorum:
Yorum Gönder