27 Aralık 2010 Pazartesi

Topun istemesi...



Ya cok ilginc bir parti sonrasi takim halinde cunuplar, ya da topun hakikaten cani var... Bu nedir arkadas?

17 Aralık 2010 Cuma

Bambaska bir yolculuk

Bu aralar bambaska bir atraksiyon pesindeyim. Onumuzdeki 10 gun icin takip adresimiz:

http://turkishcowboylar.blogspot.com

Bekleriz.

6 Aralık 2010 Pazartesi

Besiktas Amerika'yi futboldan sogutmus



Spor denince halen "sov" pesinde olan Amerikan halkinin futboldan nefret etmek icin bir cok sebebi var elbet (45 dakika boyunca, reklam arasi, bira arasi olmadan dayanamiyor cocuklar), ama bu da ayri bir keyifli...

Hat tip: Fatih -the king- Yildiz

27 Kasım 2010 Cumartesi

Mac Topunu Almak


Bes gol atana top bedava.

16 Kasım 2010 Salı

Gunun Resmi - 2 (Seni de gormek nasip oldu ya)


Allen Iverson, Besiktas formasiyla ciktigi ilk macta, 11/16/2010.

Anadolu devrimi filan yok - II

Yorumlar gelmis, ne guzel... Hos, ben daha ikinci yaziya baslayamadan bugun de Sadri Sener konusmus, "Anadolu devriminden bahsetmek icin erken, hele biz de bir sampiyon olalim da" diyerek... Ona da geliriz elbet... 

90'larin ortasina kadar gelinen donemde, futbol mahalli ve uluslararasi olarak oynaniyordu. Avrupa'nin haricinde bu durum iyice goze carpiyordu: Dunya Kupalarinda surekli zirveye oynayan Arjantin, ayni zamanda dunyanin en unlu derbisine ev sahipligi yapiyor; ama futbol dunyasinda cok da sozu gecmiyordu... Hatta en iyi oyunculari (ki gelmis gecmis en iyi topcudur), Napoli gibi bir takimda, UEFA sampiyonlugu yasayarak seviniyordu. 

Bu tezatlik 2000'lere geldikce kaybolmaya basladi - TV yayinlarinin artmasi, Internetin yayilmasi gibi teknolojik gelismelerle, "mahalli - ulusal" kutuplasmasi yerine, once "kitasal" ardindan "global" bir statuye burundu futbol. Wigan'in forvet hattini ezbere sayabiliyorsam, bu futbolu babamdan daha cok sevdigim icin degil, zamaninda CM'nin ve televizyonun basinda daha cok vakit gecirdigimdendir suphesiz. 

Bu kitasal ve global degisimin onemli etkileri oldu - gercekten buyuk olan kulupler (Man Utd, Real, Barca, Inter, vs.) global kitleleri etkilemeye, global bir ilgiyi cekmeye basladilar. Amerika'lilar Ingiliz kuluplerini satin alirken, Real her sene transfer rekorlari kirmayi aliskanlik haline getirdi. 

Isin asil ucu, kendini buyuk zanneden kuluplere dokundu... Bizim uc buyukler gibi, borusu sadece yurt icinde oten takimlar, bir anda kendilerini sacma sapan bir durumda buldular. Lokal ligleri hala mahalliydi, ama kendilerine rakip gordukleri takimlar artik kitasal ve global arenada soz geciriyorlardi. Kucuk takimlar icin onemli degildi bu, onlar kucuktu nasil olsa, ama bu ozde degil sozde buyuk takimlar icin onemli bir sikintiydi... 

Oyle degil miydi ki "dunyada 25 milyon Fenerbahce'li" basari bekliyordu takimlarindan... Viyana kusatmasini uzerinden atamamis her Turk genci gibi, "Avrupa Fatihi" olma hirsi buruyordu gozlerini... 

Iste ne olduysa oldu, 2000'li yillara girerken rota Osmanli Imparatorlugunun dusus donemindeki gibi Avrupa'ya cevrildi... 

O donemden bugune olanlari, vizyonsuz hareketlerin sonucunda ortaya cikan realiteleri, kucuk takimlarin arayi kapatmasindan cok, sozde buyuk takimlarin yaptigi yanlis hamleleri konusalim... 

14 Kasım 2010 Pazar

Gunun Resmi - 1


Manisaspor maci sonrasi- bol gelen pantolonuyla - Gheorghe Hagi.

Plase: Sunderland'dan 3 tane yiyince embesile baglayan Carlo Ancoletti: http://i.dailymail.co.uk/i/pix/2010/11/14/article-0-0C125BDB000005DC-766_468x303.jpg

Anadolu devrimi filan yok - I

Insan dogasindan anladigimi, yahut, insanlari anlamak icin cok caba sarfettigimi filan anlatacak degilim. Yalniz, bildigim, emin oldugum tek bir sey var...

Caba ve Odul.

Cok basit ekonomik teorilerinnden yola cikip, "birader, insan dedigin "odulu maksimize etmeye calisan bir sirkettir" edebiyati da yapmayacagim, gerek yok. (Ha yapilir mi, hem de nasil...)

Lakin - soyle bir durum var, eger ortada bir odul varsa, normal sartlar altinda, her organizasyon, o odule ulasmak icin elinden geleni yapacaktir.

Futbol kulupleri de bu durumdan muaf degil elbet - ortadaki oduller cok net: para ve populerlik. Hatta, ufak kulupler icin daha da spesifik bir odul var: "buyuk takim yenmenin getirdigi ego (para, vs.)".

Hikmet Karaman bugun cikip "Hagi cok iyi futbolcuydu, ama ben ondan daha iyi antrenorum" diyebiliyorsa, bu ego ve populerligin disa vurumudur, Hikmet gibi egosu icin yasayan biri icin, en buyuk oduldur.

Buradan yola cikarak bugunku Galatasaray macini, Besiktas'in durumunu, Trabzon'un niye lider oldugunu, Anadolu devrimi diye bir seyin niye olmadigini, onu bunu konusacagiz...

Daha dogrusu ben kendimce yazacagim, sizler de belki katilacaksiniz... Haydi rastgele!

4 Ekim 2010 Pazartesi

Drogba



Ilginc bir istatistik: Chelsea'nin Kasim 2009'dan beri oynadigi ve kazandigi her macta Drogba sahada ise ya gol atmis ya da asist yapmis. Diger bir not da, Drogba yokken de kazanabilmeleri. Yildiz ve takim oyununun nefis bir birlesimidir Chelsea, gol rekoru ile EPL sampiyonlugu boyle kazaniliyor.

10 Eylül 2010 Cuma

Bilegine kuvvet Sabri'm...


Tatil heyecani sardi bu aralar bunyeyi, o yuzden yazi yazamiyoruz...

Lakin su fotografi koymadan edemedim...

Hamit'in bakislari 70 milyonu anlatiyor... Hayir, turnikeyi attin da, ne zaman reklam panosunun ardindan atisa basladin lan Sabri?

PS: Olmadi ama, o son iki kelimenin tonlamasi kafamda Vitamin'in "lan Ismail"''idir... Sabri - gercek hayatin en buyuk Ismail'i... 

6 Ağustos 2010 Cuma

Futbol geri dondu...

Eh futbol doner de, Keyif Arasi donmez mi? Doner...

Yeni sezon askina, once bu haftasonu Amerika'da canli yayinlanacak maclarin ozetiyle baslayalim (saatler Pasifik)

Fox Soccer Channel
Cuma: AC Milan - Panathiakos (17:00)
Cumartesi: PSG - Saint Ettiene (12:00)
Pazar: Chelsea - Manchester United (7:00)

Ozellikle PSG'de Mevlut'u, Pazar gunu de futbolu izlemek keyifli olacaktir...

Hadin gari...

2 Temmuz 2010 Cuma

Yari finale nasil cikilir - ders niteliginde...



Bizim kuponu yatirdilar, ama oyle ya da boyle, Guney Amerikalilar, Brezilya'nin yedigi halti temizleyerek, en azindan kitayi temsilen yari finale kaldilar...

Gonul once Uruguay'dan (30 lira be abi...) ardindan Gana'dan yanaydi (kupon yatinca, intikam atesiyle yanip tutusmak)...

Neyi tuttuysak yarim kaldi bugun...

Artik, askta kazanmayi umacagiz... O da bize yeter...

25 Haziran 2010 Cuma

Andorra dogumlu Fenerli...



Yapmamak gerek, son duduk calana kadar (hatta caldiktan bir iki dakika sonraya kadar) sevinmemek gerek dedik...

Hatta, mesele penaltiyi kacirirdiktan sonra dalga gecmek degil, mesele 3 puani almak yegen...

Cok keyifli video cok...

Biz biliyoruz da mi oynuyoruz?


Kuzey Kore - Fildisi Sahilleri maci, 6/25.

22 Haziran 2010 Salı

Dunya Kupasinin katilleri

Hayatimda izledigim en kotu Dunya Kupasi oynaniyor su anda... 90 dunya kupasini hayal meyal hatirliyorum, 94'te zirve yapmisti keyfim, 98'de Fransa suprizi iyi goturmus, 2002'de Turkiye gaziyla izlemistim... 2006 kupasi da defansif anlayisin on planda oldugu, sikici bir kupaydi...

Ama o gunleri mumla ariyorum arkadas...

Inanilmaz keyifsiz bir futbol oynaniyor Guney Afrika'da. Hincal Uluc olsam, bunu 2 nedene baglarim: Jabulani ve Vuvuzela.

Biri futboculari amator kume topcularina donusturuyor, digeri ise ne kulturu ise, kafada fil tokusturuyor...

Tamam, dunya futbolunda 2 onliberolu, "once yemeyelim" mantigi populer bu aralar, ama Jabulani'nin sahadaki oyuna etkisi yok diyen futboldan anlamiyor... Hayir, bu pasi atan Kaka, tutan Robinho; ama top garip bir sekilde sekip taca cikiyor... Bana kimse oyuncular "yorgun" veya "formsuz" demesin... Oyuncu olmamis da top olmus mu?

Bu arada - Portekiz'in 7-0lik macini cikarirsak, mac basina 2 golden az atilmis oluyor ki, 94'teki kupada gol ortalamasi 2.7, 98'de 2.6, 02'de 2.5...

Sicayim sizin kulturunuze de, topunuza da, tufeginize de, agir sanayi hamlenize de...

21 Haziran 2010 Pazartesi

Gece, Dunya Kupasi ve bizim cocuklar

Bu cocuklara "bizim" demek belki biraz optimist... Hepsi yurt disinda dogmus, buyumus, oranin cocuklari aslinda... Yine de bir yakinlik var, artik isimden mi, Turkiye'nin DK'da olmayisindan mi bilinmez...

Mesut Ozil (Almanya)
Mesut'un patlama yapmasi bekleniyordu, lakin ilk macin sonundaki kadar dillere pelesenk olmasi sanirim beklenmiyordu... Ikinci macta Klose'nin kirmizi kart gormesiyle ilerde cok yalniz kalsa da, mekanik oynayan Almanya'nin en yaratici ismi... Buyuk ihtimalle Werder'de cok durmaz, forvet arkasi oyuncu seven bir lige (Ispanya, ve plase Ingiltere) gider. Kumasi en iyi Turk oyuncu...

Serdar Tasci (Almanya)
Turnuvaya gelmeden once muthis bir sezon gecirdi Stuttgart'ta... Lakin, onundeki Friedrich'in performansi tecrubesiyle birlesince, forma yuzu goremedi henuz... Ceza veya sakatlik haricinde forma giymeden donebilir Almanya'ya...


Eren Derdiyok (Isvicre)

Bayer Leverkusen'in Bundesliga 4.nde rolu buyuktu... Isvicre'de ise ilk mac ilk 11 basladi, golde de rolu buyuktu... Onun getirdigi topu Fernandes iceri tiktiginda, Ispanya yikiliyor, Isvicre bir mucizeye imza atiyordu (olan benim kuponlara oluyordu yine). Eren Basel'de de Leverkusen'de de belirli bir cizgi yakaladi, Isvicre'nin de en yetenekli topcularindan... Buyuk ihtimalle Bundesliga'da 3-4 transfer daha yapar futbolu birakana kadar. Dunya Kupasinda ise cok parlayacaga benzemiyor... Nkufo sevdasi bitmedikce, Fernandes ile degisimli oynarlar...

Hakan Yakin (Isvicre)
Hakan'i cok onceleri begenirdim... 22 yasinda Grasshopper'a transfer oldugunda gelecek vaadediyor, Basel'e geldiginde yeteneklerini konusturuyordu... Talihsiz bir Galatasaray macerasindan sonra belini tam dogrultamasa da, Isvicre Milli Takiminin kadrosuna secildi... Simdiye kadar oynadigi tek macta hic bir varlik gosteremezken, bir de sari kart gordu... 33 yasinda, takima abilik yapmaktan baska vazifesi var midir, bilemem...




Gokhan Inler (Isvicre)
En sona, Ozil'den sonra 2. star adayini biraktim... 25 yasinda, ama Isvicre'nin kaptani Inler... Vieria'nin biraz acik tenlisini dusun, biraz da dribblingi hafif zayif olani... Pozisyon bilgisi ve oyuna hukmedisi muthis... On libero arayan butun Avrupa kuluplerinin listesinde... Udinese'den bu sene buyuk bir takima transferi hic supriz olmaz. "En buyuk artisi dinamizmi" diyerek iyice Korkut abi havasi yakalayalim da, bu postu sonlandiralim...

Daha sonra: Bizim memlekette top oynayip da kupaya gidenler postu...

DK'dan ogrendiklerim: Ilk 10 gun


1. Teknik direktore kufur edeceksen, arkadaslarinin olayi basina sizdirmayacagindan emin olman gerektigini... (Anelka thrown out of the squad)
2. Kupada oynanan 29 macin sadece 8'inin ust oldugunu... Her mac gunu, o gunku maclarin tumunde "Alt" oynamis olsaydim 3 kuponumun tutacagini... Onun yerine 13 kupon batirip 3 kupon tutturabildigimi...
3. Isvicre'nin Dunya Kupasi'nda en uzun sure gol yemeyen takim oldugunu (559 dakika). Bu titri 3 turnuvaya yayarak kazandiklarini... Bundan onceki unvanin Italya'ya ait oldugunu... (Isvicre'den rekor)
4. Memlekette bir cep telefonu olabilmek icin hayatini feda etmeye hazir milyonlarin oldugunu... (Dunya kupasinin parlayan yildizi)
5. Politikasini benimsemesem de Kuzey Kore'yi tutabildigimi... Bunun icin parasi olmayan topcularin, halka acik bir spor salonunda yaptigi antremanin goruntulerini izlemenin yeterli olabilecegini... (Youtube)

...ogrendim

(Devami gelir bunun)

PS: Daha kisisel bir notta da... Donecegini bilsen de (saglik, selamet, vs) ozlemek neymis, ogrendim...

18 Haziran 2010 Cuma

Tek karede: Amerika - Slovenya Maci


Amerika'nin futbolda basarili olma ihtimalini sevmiyorum. Ulkecek hala futbolla ilgili sacma sapan espiriler yapacak kadar uzak olduklarini goz onune alirsak, basarili olmalari bildigin zaiyat...

Lakin, bugunku maci dingil hakem aldi, 3 puani 3'e boldu, birini Amerika'ya, birini Slovenya'ya verdi, sonuncuyu da kendine sakladi...

Yalniz, macin golu,  macin karesi usttekidir...

Priceless hesabi ifade...

Almanya maci: tek karede


Teknik, taktik anlatmaya gerek yok...

Zaten 4 yilda bir oluyor, bir de hakemler katletmese su kalitesiz Dunya Kupasini...

Ispanyol hakem, ilk yari boyunca her harekete sariyi cikardi... Lakin, gol sonrasi taraftarla sevisen Jovanovic'e kartini gostermedi...

Hayir, elin hassas, bari iki tarafa da esit mesafede ol be usta...

17 Haziran 2010 Perşembe

Adieu Fransa


Bu postu macin 83. dakikasinda atiyorum...

Son duduk calmadan buyuk konusulmaz ama, konusuyorum arkadas... Fransa bu dunya kupasina veda etti az once...

Son mac Meksika + Uruguay Latino birligi kurar, berabere bitirir ve el ele bir ust tura cikarlar...

Her oyuncusu tek tek bakildiginda gayet saglam olan Fransa da, takim olamamak nedir, Raymond gibi bir kulustur hocaya sahip olmak nedir, top oynayamamak nedir, onun dersini verip gider Guney Afrika'dan...

Blanco gibi gobekli adamdan bile gol yediler ya...

Adieu Fransa...

15 Haziran 2010 Salı

Dunya Kupasi'nin parlayan yildizi


Tartismasiz bir sekilde, bu en tatsiz dunya kupasinin en buyuk yildizi fotograftaki Paraguay taraftari...

Hadi bari bir de hizmet sunalim... Kendisinin adi Larissa Riquelme'ymis efendim...

Rezil bir topun oynandigi, vuvuzela denilen illetin kafa s.ktigi su kupada, gonlumuz gozumuz acilsin...

14 Haziran 2010 Pazartesi

H. Arikan'a da verin bi %10


Son dakika haberlerine gore, Liverpool Chelsea'dan gelen 7 milyon Euro'luk teklifi kabul etmis, ve Yossi Chelsea yolunu tutuyormus...

Soylenen paralar biraz ucuk, ornegin Guardian'a gore 4 yil ve haftada 80 bin poundluk bir kontrattan bahsediliyor...

Yossi en sevmedigim 3-5 topcudan biri... Kariyerinin buyuk bir bolumunu de 8-0'lik maca borclu...

Hakan Arikan topu onune onune tepikledigi Yossi'den %10 istese yeridir arkadas...

13 Haziran 2010 Pazar

Q7'i almis Besiktas...

Daha gecen hafta, buyuk konusmus, Demiroren ancak Audi Q7 alabilir demistim...

Q7 bugun itibariyle Besiktas'li...

Ha sevindik mi? Hayir... Lincoln ayarinda bir performansin uzerine cikarsa, bu postu da onume koy yerim... Benim icin keyifli transfer Holosko'nun 10 milyona Avrupa'ya gitmesi olur... Ne bileyim, alt yapidan Necip'in yanina bir de sol acik cikarmak olur... Ismail Koybasi ve Ridvan'i sol ve sag bek olarak gormek olur...

Ha bir de, Holosko'yu verip Sercan'i aliyormusuz diye duyumlar var... Dunya Kupasinda oynamadan Holosko'yu satan adamin beyninden suphe duyarim.


(Not: Vuvuzela yasaklaniyormus bir ihtimal, hadi hayirlisi)

11 Haziran 2010 Cuma

O vuvuzela'yi bildin mi?


Hah, o sana girsin...

Arkadasim, ne kulturmus be... Hayir, ulkecek sembolumuzun "icine uflenen boru" oldugunu dusunuyorum da...

Sokaga cikamazdik lan kitacak...

8 Haziran 2010 Salı

Galatasaray'in Turk sol bek fetisi

Blog'un diger ve ender yazariyla konusurken dikkatimi cekti... Galatasaray'in Caglar Birinci transferinin anlamsizligindan bahsederken, bir anda "Turk sol bek fetisi" tehsisini koyduk Cimbom'a... Son 16 yilda Galatasaray'in sol bekinde oynayan topcular sunlar:

1994-2007 Ergun Penbe (300 mac)
1994-2002 ve 2003-05 Hakan Unsal (207 mac)
2003-2004 Abdullah Ercan (7 mac)
2005-2007 Ferhat Oztorun (18 mac)
2007-2009 Volkan Yaman (48 mac)
2007-... Hakan Balta (80 mac)
2010-... Caglar Birinci (0 mac)

Vay bana vaylar bana...

DK2010: Iyi dunya kupasi gecirirlerse star olur bunlar


Dunya Kupalari keyiflidir arkadas... Benim icin bir keyif de iyi bir dunya kupasi sonrasi piyasasi artan oyunculari takip etmek...

Ustteki 11, bu seneki kupanin yildiz adaylari... Iyi bir DK'nin ardindan ya buyuk takimlara transfer olurlar, ya da bulunduklari takimlarda ilk 11 oynamaya baslarlar...

Aralarinda Vela ve di Maria favorilerim... Seneye ikisi de buyuk sorumluluk alacak hale gelirler...

Hos, bu listenin en cok hosuma giden noktasi, iclerinden bazilarinin bir mac bile yapmadan ulkelerine donecek olmalari...

Genc oyuncu bu arkadas, final maci olsun, ben de guvenmem allasen...

Dunya Kupasi'na 3 kala...

Dunya kupasina, "obur tarafin" gozunden hic bu kadar gercekci bakilmamisti...

2 Haziran 2010 Çarşamba

Q7

Demiroren'in alip alabilecegi tek Q7 resimde... Hos guzel arabadir ha, hani yarin obur gun colugumuz cocugumuz olunca dusunuruz biz de almayi...

Ulan bi kaset, bi kayit yok mu birader?

Deniz Baykal bile birakti gitti koltugunu...

Allaaaaaaaaaah....

Iki gun once kulube yakin bir arkadas diyordu, "Denizli gidecek, yerine Schuster gelecek" diye...

Bernd'i aslinda teknik direktor olarak cok sevmem... Alman'larin Ersun Yanal'i; lakin Mustafa Denizli Besiktas taraftarinin gitmesini istedigi 3'lunun diregi (Yildirim Demiroren ve Nobre diger 2si)...

Bugun gelen haberlere gore, Denizli'nin takimla ilisigi kesilmis... 

3'un 1'i gitti...

Darisi kalanlarin basina...

1 Haziran 2010 Salı

Raja RIP: 10 dedi olmadi 11 dedi olmadi... 13'te oldu oh be...

2009'da Fransiz Acik'ta Federer'e yenilen Soderling, Federer'e karsi 10'da 0 yapiyor, mac sonrasinda da soyle diyordu: "Bu mactan once demistim ki, ben bir oyuncuya 9 kere yenilirim, ama 10 kere yenilmem. Bu sefer olmadi, ama soz veriyorum 11. kez yenilmeyecegim".

Ayni sene bu sefer Wimbledon'da karsilasti ikili...

Sonuc yine ayniydi, Raja sahadan galibiyetle ayrilarak ceyrek finalin yolunu tutuyordu... Sezonun son grand slaminde bir kez daha kaybetti Robin...

Lakin, gun olur devran doner hesabi, bugun Fransa'dan gelen haber "oh be" dedirtti...

Raja-Robin kapismasinin 13. macinda, en sonunda, Robin Raja'i 3-1 ile (hem de 1-0'dan gelerek) saf disi etmeyi basardi...

Benim icin Roland Garros artik Turkiye Super Ligi'ne dondu... Raja'm kazanamadi, bari Nadal yerine Robin'im kazansin...

Forza Soderling.

Tom Cruise: BSG afedersin...

"David'in bu dunya kupasinda yer alamamasi sanssizlik, ama biliyorsunuz ki bir dahakinde sahada olacak..."
 - Tom Cruise, Amerikan basinina, 6/2010

Hayir, bu Scientology sana hic yaramadi be Tom... Ne guzel adamdin sen halbuki Top Gun'da filan... Danger Zone hesabi takilip gidiyorduk...

28 Mayıs 2010 Cuma

27 Mayıs 2010 Perşembe

Bi Ziya bir Bulent... Bitirdiniz lan Izmir'i...

Sivas'in gulu, en sairane teknik direktorden kurtuldugumuzda cok sevinmistik ulkecek... Her adam sevilecek degil, ama Turk futbolunda bir bu adami, bir Aziz Yildirim'i bir de Fatih Terim'i sevemedik arkadas (Demiroren'i sevememek mumkun degil, ne zaman nefretle yaklassam, adamin bizi sinamak icin gonderilmis bir test oldugu sonucuna variyor, silkinip kendime geliyorum).

Bugunku haberlere gore, Bulent - Don Kisot - Uygun (o istifa mektubunu bir yerlerden bulun okuyun arkadas, bu kadar mi keyifli olur bir insan) Bucaspor'un basina gecmis...

Turk futbolundaki anlamsiz "birinci ligde Zonguldakspor oynayacagina Izmir'den bir takim oynasin abi"  takintisina sahip olanlardan biriyim...

Once Mourinho'nun yandan yemisi Ziya hoca bir degil iki Izmir takimini eledi... Ardindan da Bucaspor kendi kendini vurdu...

Tamam arkadas, siz kazandiniz...

Taraftarsiz, tarihsiz, metodsuz, sistemsiz takimlar ulkesi olalim... 10 tane TD'nin surekli dolastigi 7-8 takim surekli ligde olsun... Belediye takimlari ciksin en ust lige, 100 kisiye mac oynasinlar... Genclerbirligi tuccarliktan baska bir sey yapmadan 50 senedir 5-12 arasinda kendine yer bulsun...

Ulan ne tarifsiz acilar yasattiniz be ulke futbolu olarak...

Puu...

Mourinho: "Gogus uclarim cok hassas"


Aciklamanin orjinali "Madrid hucum futbolu oynayacak"mis... Lakin, vucut dilin baska diyor Jose...

23 Mayıs 2010 Pazar

Futbol videosu demisken...

"Take it to the next level" videosu da unutulmaz... Guy Ritchie imzali Nike reklami... Muthis...

22 Mayıs 2010 Cumartesi

Izledigim en iyi futbol reklami (Write the Future)

Izlerken bu kadar keyif aldigim bir video olmamisti... Bravo Nike, bravo!!

21 Mayıs 2010 Cuma

Hakem Sensin - 1

Hadisenin orjinali Guardian'dan... Hakem sizsiniz, anlatilan durumu nasil yorumlayacaginizi asagida yazin beyav...

1. Sari kartli defans oyuncusu, uzatma dakikalarinin sonuna dogru oyundan alinirken kasti bir sekilde yavas davraniyor. Siz oyuncuyu uyardiktan sonra hala agir agir hareket eden oyuncu, karsi takim oyuncularini ve seyircileri de provoke ediyor. Ne yaparsiniz?

2. Bir frikigin hemen kullanilmasina izin veriyorsunuz - ama sari kart sahibi bir defans oyuncusu topu durdurmak icin tam onunde bekliyor. Sinirlenen frikik aticisi topu defans oyuncusuna dogru vuruyor ve geri donen topu guzel bir voleyle 90'a asiyor. Gol mu?

3. Ciliz bir penaltiyi kurtaran kaleciye kosuyor defans oyuncusu... Sarilip kutlayayim derken, defans oyuncusunun eli net bir sekilde kalecinin elindeki topa carpiyor. Rakip takim oyunculari atisin tekrari icin etrafinizi sariyorlar. Simdi ne olacak? 

Hadi rastgele, yorumlar gelsin...

20 Mayıs 2010 Perşembe

Guardian'dan 2.lik icin sevinen Fenerbahce yorumu...

Asagidaki yorum, Guardian yazari Amy Lawrence'nin son yazisindan alinti:

"The twist in the tale saw delirious celebrations in Bursa and Istanbul simultaneously, because some bright spark with a microphone at Fenerbahce's Sukru Saracoglu stadium announced (wrongly) that Bursaspor had faltered and they were champions. Such cock-ups do not get accepted in Turkey with the kind of stoicism observed at Manchester City in 1996, when they famously welcomed the "news" that they had escaped relegation by easing off for the last 12 minutes of a crucial game, a scene that turned tearful and melancholy when corrected scores from elsewhere condemned them. Miserable contemplation not really being the thing at Fenerbahce, their fans instead stormed on to the pitch, set fire to their seats, clashed with police and went on the rampage in the streets outside."*

Hani yillar boyu hep Arjantin'de, Kolombiya'da ne bileyim, Yunanistan'da olurdu da okurduk bunlari... Hayir, tarihi olay oldu (Abidin postu hemen asagida, en sevdigim postlardan biridir) ama bir sekilde yine Fenerbahce'den konusuyoruz dunyacak... Hakikaten buyuk kulup iste bu arkadas...

* Hikayenin en ilginc yani, ileri-zekali bir gorevlinin Bursaspor'un puan kaybettigini aciklamasiyla beraber, kutlamalarin ayni anda hem Bursa'da hem de Istanbul'da baslamasiydi... Bu tur sicip-sivamalar Turkiye'de Ingiltere'de oldugu gibi sukunetle karsilanmiyor. Olanlar, Manchester City'nin 1996'da ligde kaldiklarini dusunup, son 12 dakika oyundan ellerini ayagini cektikten sonra ligden dustuklerini ogrenmelerine hic benzemiyordu... Mutsuz ice-donuklugun Fenerbahce'de yeri olmadigini taraftarlarinin stadi yakmasindan, polisle catismasindan ve sokaklarda olay cikarmalarindan anlayabiliyoruz...

Inverting the Pyramid (Piramidi ters cevirmek)


Bu aralar bir iki ktaba fena sardim... Ufak ufak anlatmaya baslayalim...

Ilk kitap Jonathan Wilson'un Inverting the Pyramid'i. 

Detaya ilerki postlarda gireriz, ama genel hatlariyla durum su: kitabin akisi icerisinde futbol taktiklerinin tarih boyunca degisimi var...

Futbolun ilk gunlerindeki "en cabuk sekilde gol atmaliyim" ic gudusunun tezahuru 2-3-5 taktigi ile aciliyor kitap... 

Kitabin sonuna geldigimizde gunumuz futbolunun 4-5-1'den bozma 4-3-3'une kadar geliyor Wilson...

Kitabi okurken aldigim notlari onumuzdeki gunlerde yavas yavas yazmayi dusunuyorum, simdilik, eger ilgilenen olursa, buyrun efendim, linki minki hemen yanda, tiklayin alin dusunmeksizin...

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Golsuz Esitlik'ten: Rustu ve 2 resim arasindaki fark...

Alintinin kaynagi nedir, ne degildir bilemem... Alintilayip ayni seyi on kere yazmak da istemedim... Buyrun efendim, direkt olarak Golsuz Esitlik'ten okuyun...

http://golsuzesitlik.blogspot.com/2010/05/iki-resim-arasndaki-zihniyet-fark.html

Villa bitti sirada Fabregas var...


40 milyon Euro'ya David Villa'yi bitirdi Barcelona (ki bana sorarsan, yararlilik acisindan Ibra'yi katlar, Eto'o'yu bile gecebilir) - muthis bir transfer...

Guardian'in haberine gore, daha da buyuk bir bomba patlatmaya hazirlaniyor Barca... Haftasonu gelmeden Cesc'in Katalunya yolunu tutacagini yazmislar...

Tahmin edilen bedel 50 milyon Euro civarinda...

Xavi - Fabregas - Iniesta... Vay babam vay...

18 Mayıs 2010 Salı

Chelsea taraftari 1 Manchester 0


Haber cok ilginc...

Daily Mirror'un dedigine gore, Manchester United'in telesekreterini bir katakulliyle degistiren Chelsea taraftarlari, klasik karsilama yerine "We are the champions" sarkisini soylemisler...

Haliyle, United'e ulasmak isteyenler haftasonu boyunca Chelsea taraftarlarinin marsini dinlemis...

Hayir, Bank Asya 1. Lig'den takim yapsa, odaci, cayci filan kovulur... Manchester'de kadrolu cayci var midir ki?

not: haberi ulastiran yufufi'ye selamlar...

17 Mayıs 2010 Pazartesi

O penaltiyi kaciran ayagina senin Lampard...


Uc kupon yaptik...

84'te Lampard penaltiyi disari atti...

Real Madrid, 4-5 atarak gittigi maclarin ardindan Malaga ile deplasmanda berabere kaldi...

Hayir ucu bana dokunuyor arkadas - 9 liranin gittigine mi yanayim, 85 lira alamadigima mi...

Ufak hesaplarin pesindeyim bu ara, yargilama beni Mualla...

Mutlulugun resmi tamam Abidin. Sen baska bir sey yap...

16 Mayıs 2010 Pazar

Sampiyon bursa


"...alkislayin ibneler Bursa sampiyon"

- anonim, az biraz once, LigTv ekranlarindan yankilanan ses...