Galatasaray halen ikinci viteste. Muhtelif maclarda oldurucu darbeyi vurdugu anlarada yakaladigi temposunu bir turlu 90 dakikaya yayamadigi gibi bu futbolu gordugumuz dakikalar her mac azaliyor. Kondusyon yetersizligi cok ciddi bir problem olarak kendisini gostermis durumda. Bir takimin kondusyon durumunu gozlemlerken iki noktaya bakmak lazim. Ikili mucadelerin ne kadari kazaniliyor ve takim ne kadar hizli pozisyon degistirebiliyor (defans-ofans transformasyonu).
Galatasaray goruldugu kadariyla ikili mucadelelerde iyi. Yapilan maclarda fizikli takimlar kasisinda bile bu tip mucadelerin en az %50'sinden galip cikiliyor. Pozisyon degisimi ise tamamen ayri bir hikaye. Ilk devrelerin ortasindan ikinci devrelerin ise neredeyse 15. dakikasindan itibaren defanstan ofansa gecerken surekli Baros'u arayip onun top saklamadaki anlik basarisina bagli olarak yavas yavas rakip sahaya yerlesiyorlar. Bu gozlemlere dayanarak oyuncularin gucunlerinin yerinde, mac yorgunluklarinin ise ust duzeyde oldugu sonucuna varilabilir.
Modaya uyup Skibbe'nin capi bu kadar, takimi da iyi calistiramiyor diyesim var ama futbolun gerceklerine bu kadar kolay ihanet etmemek lazim. Skibbe'nin capini merak eden Leverkusen ile Galatasaray'in son yillardaki Avrupa karnesine bakabilir. Lakin lafi Skibbe masumdura getirmeye imkan yok cunku bir takimin kondusyonu her hafta yukselecegine dusuyorsa bunun bir numarali sorumlusu teknik dirketordur. Skibbe maalesef bu yolda yalniz yurumuyor. Daha ligdeki ilk yenilgide yardimcilarini postalayan yonetimin Skibbe'ye is guvenligi hakkinda pek de sevimli bir mesaj verdigini soyleyemeyiz. Her maca kelle koltukta cikan Skibbe de gunu kurtarmalik hamlelerle hayatta kalmaya calisiyor. Galatasaray'in son 5-6 maca sakatliklar haric ideal 11'inden hicbir degisiklik yapmadan cikmasinin nedeni bu olsa gerek. Servet'in kafasi kiriliyor hazirda bekleyen stoperler varken hafta ici kupa macina cikiyor, 21 yasindaki Arda yorgunluktan bayiliyor, haftasonu lig macinda ilk 11 cikarken Aydin yedek klubesinde. Butun bu hatalar zincirinde rotasyona gidemeyen Skibbe kadar acemi hareketlerine Kalli'yi geri getirerek bir yenisini ekleyen yonetim de sucludur.
Kalli'nin gelmesi kesinlikle akil ermeyen bir hamle. Hocaya guvenmiyorsan kovarsin. Bu kadar basit. Kalli'nin gelmesiyle Skibbe'yi kovmak da zorlasti cunku taht sirasi oyuncular tarafindan pek sevilmeyen Kalli'de. Ote yandan Kalli daha dun geldigine gore iki Almani birden kovmak da en azindan devre arsinda kadar ihtimal disi. Kalli'nin ne is yapacagi belli olmasa da simdilik Skibbe'nin yonetime karsi emniyet sigortasi konumunda...
Skibbe pes pese her maci ideal kadro ile oynayarak ciddi bir kumar oynuyor. Cok kismetli maclar oynanir da takim devre arasina minimum puan kaybi ile girerse Skibbe ve takim biraz nefes alacak alan bulur. Ama her kumarda oldugu gibi bu kumarda da kaybetme ihtimali daha yuksek. Kuvvetle muhtemeldir ki zaten teklemeye baslamis Galatasaray devre arasina kadar seri puan kayiplarina ugradigi bir surecten gecsin. Isin en acikli yani ise buyuk basarilardan sonra Ozhan Canaydin'in mutevazi takimlari ile gecen duraklama devrini izlemis Galatasaray seyircisinin sabir gostermeyi ogrenecegine iyice tahammulsuz ve simarik tavirlar sergilemesi. Unutulmamali ki 2000 yilinin Galatasaray'ini 4 sene bir arada tutan iki etken Hagi'nin cevirdigi sayisiz maclar ve gelecek vaadeden kadrosuna sonsuz kredi taniyan seyirciydi. Hagi artik yok, taraftar kendini eglendirmekle mesgul, Galatasaray ise uzun yillar sonra yakaladigi kaliteli kadrosunu cesitli gariplikler sonucunda harcamak uzere.
29 Kasım 2008 Cumartesi
Skibbe'nin Kumari
Labels: Galatasaray, Michael Skibbe
Yazar: Othello at 23:10
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Yorum:
Yorum Gönder