Son iki postta Liverpool demisken su saatlerde kodeste sabahlayan kaptani anmamak olmaz.
29 Aralık 2008 Pazartesi
Zzzitt Gerard
Labels: Chelsea, Liverpool, Steven Gerard
27 Aralık 2008 Cumartesi
26 Aralık 2008 Cuma
Premier league'de 2008 sonu lideri: Liverpool
18 Aralık 2008 Perşembe
Derbi
Havasi da farkli, suyu da farkli, atmosferi de, heyecani da...
Derbi dedin mi bu isin tadi bambaska arkadas.
Bu derbinin blog capi dahilinde ozel bir yeri de var... Iki yazarin tuttugu takimlar karsilasiyor...
Analizi baska bir yaziya birakalim; isin kaymagi net...
Bir tarafta oyunu bir anda koparacak 3-4 ayagi olan, ama defansinda her an pimi cekilmis el bombasi gibi oynayan 4 oyuncuya yer veren Galatasaray; ote tarafta rakibi sasirtayim derken, kendi oynadigi sistemi cozemeyen, arada bir parlayan, cokca sonuk kalan, 2-5-3 gibi antika bir sisteme bel baglamis Besiktas...
Sag ustte ufak anket var; renkler belli olsun tadinda...
Labels: Besiktas, Derbi, Galatasaray
Dunyanin en iyi dokuz numarasi?
Labels: Raul, Wayne Rooney
Şaka
Besiktas'in seker gibi kurasi, Ertugrul Saglam'in bir numarali antagonisti Metalist mac vermeden grup lideri oldu. Simdi diger gruplarin 3.lerinden kendine rakip begeniyor. Seker gibi kura deyimi revize edilir mi? Hic sanmam.
UEFA olsam PSG-Twente macini arastiririm bu arada.
Labels: Besiktas, Ertugrul Saglam, Galatasaray, Metalist Kharkiv, Uefa Kupasi
17 Aralık 2008 Çarşamba
Sahi bir Arshavin vardi, ne oldu?
Labels: Andrei Arshavin, Roman Pavlyuchenko, Rusya, Zhirkov
Gonullerin Sakati Eduardo
Gecen sene Martin Taylor'un futbolu iki gun once ogrenmiscesine yaptigi dalistan sonra bilegindeki her turlu organizmayi eline alan Arsenalli Eduardo'nun 10 tam ay sonra mucizevi cabuklukta toparlayip onceki gun maca ciktigini artik bilmeyen yoktur. Velhasil The Telegraph'in yorumuna gore macta ilk kayda deger hareketi 5. dakikada yedigi ufak sarjla kendini yere atmak olmus. Adina ya sakatlik psikolojisi (bkz. gecen sezonki Lincoln) ya da cakallik deyin, adamin bayagi bir sempati kredisi var kuskusuz. Ote yandan 3 senedir teneke kupa bile goremeyen Arsenal seyircisinin gozleri Eduardo'ya diktigi de unutulmamali. Gecen seneki kabus macta zirve yapmisken biten sadece Eduardo degil Arsenal'di de.
Labels: Arsenal, Eduardo, Martin Taylor
16 Aralık 2008 Salı
Sarap gibin
Ne adammis su Tugay arkadas...
Turkiye'den ayrilip Glasgow yolunu tuttugunda "iyi topcu" diyordum(k)...
Ne olduysa Britanya'da kendini buldu Tugay. Efsane olma yolunda ilerlerken, onune cikan firsatlari da iyi kullandi...
Bugunlerde konusulan; kovulan Paul Ince'in (Premier League'de daha cok siyahi Ingiliz antrenor olmali diyenler?) yerine Graeme Souness'in gelecegi, ve eski hoca/talebenin bu sefer antrenor kulubesinde bulusacagi...
Souness'i gunahim kadar sevmem. Teknik direktorlugunu de cok vasat bulurum...
Lakin bu Tugay son senelerde bana sempatik geliyor arkadas, hayirlisi olsun...
Labels: Blackburn Rovers, Graeme Souness, Tugay Kerimoglu
Emre-ciksin...
Arkadas, su 1934 yili ne cetin yilmis; ne ters zamanda cikmis soyadi kanunu...
Hayir, Emre de, tamam; Emrecik olur, sirin; ama bir de cumle kurup Emreciksin demeye ne luzum var arkadas?
Konuya gelecek olursak; son zamanlarin parlayan sag acigi Gokhan Emreciksin, 2 milyon Euro bonservis karsiligi devre arasinda Fenerbahce'ye transfer olacakmis...
Takimda Deivid, Kazim, Burak gibi sag acikta oynayabilen oyunculari olan; en buyuk eksigi gobekte olan Fenerbahce'nin, Gokhan'i ne yapacagini bilemiyorum... 15 senede bir Tuncay cikaran Fenerbahce; arada nice Tarik Dasgun'ler; Ali Nail'ler; Yusuf Simsek'ler harcadi...
Kuram degil, olsa olsa korelasyondur diyip geciyorum...
Labels: Ali Nail, Ankaragucu, Fenerbahce, Gokhan Emreciksin, Tarik Dasgun, Yusuf Simsek
15 Aralık 2008 Pazartesi
12 Aralık 2008 Cuma
Secmece...
Fifa'nin her sene sectigi en iyi topcu odulunde son bese gelindi...
Ispanyol kokenli bu bes arkadastan biri odulu alacak...
Benim oyum, ne kadar antipatik olsa da Cristiano'ya gidiyor.
Iyi topcu...
Labels: Cristiano Ronaldo, Fernando Torres, FIFA, Kaka, Messi, Xavi
11 Aralık 2008 Perşembe
3 Aralık 2008 Çarşamba
Cassio Kaptan Oley
Gecen sene kupa eslesmesinin ikinci ayaginin en akilda kalan karesi Lincoln-Volkan surtusmesiydi. Hayat ilginc vesselam. Volkan yine benzer bir kudurusunun ardindan kirmizi gordu. Cezasi suresince klubu gostermelik kadro disi biraktik dedi. Sonra ilk lig macina kaptan cikti. Bugun itibariyle Lincoln de takiminin kaptaniydi. Bir onceki mac rakibin teknik direktorunu kudurttuktan sonra. Kudurtadur kaptan...
Labels: Erdogan Arica, Galatasaray, Lincoln, Volkan Demirel
HLN uyegilini nerden aliyoruz?
Eger haber dogruysa, bir yillik HLN aboneligini ta Seattle'a getirtiyorum arkadas... Kutlu haberin elcisine odul vermek adettendir..
Belçika'nın yüksek tirajlı gazetelerinden HLN, Belçika Birinci Futbol Ligi takımlarından RSC Anderlecht'in, Beşiktaşlı milli futbolcu Zan'ı takibe aldığını iddia etti.
Labels: Anderlecht, Belcika, Gokhan Zan
Piyero Sarlatanligi
Dunyada 30 metre otedeki frikiklerin uzakligini asagi yukari veren "Piyero" sistemi ustun LigTv muhendislerinin elinde 3'un 5'in hesabini yapar konuma geldi. Santim uzerinden!!!
Ulan 7 metre kale ekranda en iyi ihtimal 200 piksel. Nerenle olcuyorsun teker teker santimleri. Hem de hatasiz! Peh...
Yemeyiniz.
2 Aralık 2008 Salı
1 Aralık 2008 Pazartesi
Bir Sirp daha
Hemen asagida Adem'den bahsetmistik...
Manchester United, yine Partizan'dan (Kappa formayi uzun zamandir gormemistim - Serie A'yi daha sik takip etmek gerek) Zoran Tosic'i de alma pesindeymis... 21 yasindaki Tosic ve 16'lik Adem ne yapar bilemiyorum, lakin Alex begendiyse bir numaralari vardir...
Hos, Cristiano Ronaldo'yu bulup getiren de kendisi; Park'a ilk 11'de yer veren de...
Tutarsiz, bildigin...
Labels: Alex Ferguson, Kappa, Manchester United, Partizan
Kucuk Kaka
Baslik biraz ters ama, Partizan'li Adem Ljajic'in ulkesindeki lakabi bu...
Sag Kanat/Forvet arkasi oynayabilen bu cocuk (16 yasinda), Partizan'in ilk 11'ini zorlamaya baslar baslamaz Avrupa'nin onde gelen kuluplerinin dikkatini cekmis...
Gelen haberlere gore bugun itibariyle Manchester United topcusu olan Ljajic'in Work Permit (Calisma izni) bile halledilmis... Sekiz milyon pound'luk bir transferden soz edilse de, resmi rakamlar henuz aciklanmadi...
Cocugu daha once duymamistim, izlememistim, ama buyrun efendim, modern gozlem araci youtube goruntuleri asagida...
Labels: Adem Ljajic, Manchester United, Partizan, Sirbistan
29 Kasım 2008 Cumartesi
Skibbe'nin Kumari
Galatasaray halen ikinci viteste. Muhtelif maclarda oldurucu darbeyi vurdugu anlarada yakaladigi temposunu bir turlu 90 dakikaya yayamadigi gibi bu futbolu gordugumuz dakikalar her mac azaliyor. Kondusyon yetersizligi cok ciddi bir problem olarak kendisini gostermis durumda. Bir takimin kondusyon durumunu gozlemlerken iki noktaya bakmak lazim. Ikili mucadelerin ne kadari kazaniliyor ve takim ne kadar hizli pozisyon degistirebiliyor (defans-ofans transformasyonu).
Galatasaray goruldugu kadariyla ikili mucadelelerde iyi. Yapilan maclarda fizikli takimlar kasisinda bile bu tip mucadelerin en az %50'sinden galip cikiliyor. Pozisyon degisimi ise tamamen ayri bir hikaye. Ilk devrelerin ortasindan ikinci devrelerin ise neredeyse 15. dakikasindan itibaren defanstan ofansa gecerken surekli Baros'u arayip onun top saklamadaki anlik basarisina bagli olarak yavas yavas rakip sahaya yerlesiyorlar. Bu gozlemlere dayanarak oyuncularin gucunlerinin yerinde, mac yorgunluklarinin ise ust duzeyde oldugu sonucuna varilabilir.
Modaya uyup Skibbe'nin capi bu kadar, takimi da iyi calistiramiyor diyesim var ama futbolun gerceklerine bu kadar kolay ihanet etmemek lazim. Skibbe'nin capini merak eden Leverkusen ile Galatasaray'in son yillardaki Avrupa karnesine bakabilir. Lakin lafi Skibbe masumdura getirmeye imkan yok cunku bir takimin kondusyonu her hafta yukselecegine dusuyorsa bunun bir numarali sorumlusu teknik dirketordur. Skibbe maalesef bu yolda yalniz yurumuyor. Daha ligdeki ilk yenilgide yardimcilarini postalayan yonetimin Skibbe'ye is guvenligi hakkinda pek de sevimli bir mesaj verdigini soyleyemeyiz. Her maca kelle koltukta cikan Skibbe de gunu kurtarmalik hamlelerle hayatta kalmaya calisiyor. Galatasaray'in son 5-6 maca sakatliklar haric ideal 11'inden hicbir degisiklik yapmadan cikmasinin nedeni bu olsa gerek. Servet'in kafasi kiriliyor hazirda bekleyen stoperler varken hafta ici kupa macina cikiyor, 21 yasindaki Arda yorgunluktan bayiliyor, haftasonu lig macinda ilk 11 cikarken Aydin yedek klubesinde. Butun bu hatalar zincirinde rotasyona gidemeyen Skibbe kadar acemi hareketlerine Kalli'yi geri getirerek bir yenisini ekleyen yonetim de sucludur.
Kalli'nin gelmesi kesinlikle akil ermeyen bir hamle. Hocaya guvenmiyorsan kovarsin. Bu kadar basit. Kalli'nin gelmesiyle Skibbe'yi kovmak da zorlasti cunku taht sirasi oyuncular tarafindan pek sevilmeyen Kalli'de. Ote yandan Kalli daha dun geldigine gore iki Almani birden kovmak da en azindan devre arsinda kadar ihtimal disi. Kalli'nin ne is yapacagi belli olmasa da simdilik Skibbe'nin yonetime karsi emniyet sigortasi konumunda...
Skibbe pes pese her maci ideal kadro ile oynayarak ciddi bir kumar oynuyor. Cok kismetli maclar oynanir da takim devre arasina minimum puan kaybi ile girerse Skibbe ve takim biraz nefes alacak alan bulur. Ama her kumarda oldugu gibi bu kumarda da kaybetme ihtimali daha yuksek. Kuvvetle muhtemeldir ki zaten teklemeye baslamis Galatasaray devre arasina kadar seri puan kayiplarina ugradigi bir surecten gecsin. Isin en acikli yani ise buyuk basarilardan sonra Ozhan Canaydin'in mutevazi takimlari ile gecen duraklama devrini izlemis Galatasaray seyircisinin sabir gostermeyi ogrenecegine iyice tahammulsuz ve simarik tavirlar sergilemesi. Unutulmamali ki 2000 yilinin Galatasaray'ini 4 sene bir arada tutan iki etken Hagi'nin cevirdigi sayisiz maclar ve gelecek vaadeden kadrosuna sonsuz kredi taniyan seyirciydi. Hagi artik yok, taraftar kendini eglendirmekle mesgul, Galatasaray ise uzun yillar sonra yakaladigi kaliteli kadrosunu cesitli gariplikler sonucunda harcamak uzere.
Labels: Galatasaray, Michael Skibbe
28 Kasım 2008 Cuma
Sampiyonlar Keyifsizligi
5. maclar itibariyle Sampiyonlar Ligi tarihinin en kotu senesini geciriyor. Genelde son maclardan bir kac grupta birinciler garantilemis, cok ender durumlarda ise butun grup cozulmus olurdu. Bu sene tamamen cozulmus uc tane grup var:
Group C | Pld | Pts |
---|---|---|
Barcelona | 5 | 13 |
Sporting | 5 | 9 |
FC Shakhtar Donetsk | 5 | 6 |
Basel | 5 | 1 |
Shaktar, Sporting'e iki macta da yenildigi icin son mactan 4 puan almadigi surece yakalamasina imkan yok.
Group H | Pld | Pts |
---|---|---|
Juventus | 5 | 11 |
Real Madrid | 5 | 9 |
Zenit | 5 | 5 |
BATE | 5 | 2 |
Benzer sekilde Zenit, BATE'in ikili averajda uzerinde. Dolayisiyla burada da bir oynama olmayacak. Ilk iki sira da kolay kolay degismez. Hem Juve hem Real evlerinde isi bitmis son sira takimlariyla oynayacaklar. Fizik kurallarini alt ust eden Del Piero ilk 11'de oynarsa ilk devre bitmeden cakar bir tane son sozu soyler, oynamazsa ikinci devre girer cakar bir tane son sozu soyler.
Group E | Pld | Pts |
---|---|---|
Man. United | 5 | 9 |
Villarreal | 5 | 9 |
AaB | 5 | 5 |
Celtic | 5 | 2 |
E grubu da maalesef canli olarak izledigim Manchester-Villareal danisikli dovusuyle nihayete erdi. Celtic, Aalborg'dan gollu beraberlik kopartamayinca annesinin ligine dondu, Aalborg UEFA'ya gitti. Bir ve ikinci siralamasini ne Manchester ne de Villareal'in taktigini sanmiyorum.
Mevzubahis uc gruba ilaveten 3 grupta daha ilk iki takim belli. D'de Atletico, Liverpool, F'de Bayern, Lyon ve G'de Arsenal Porto isi bitirdi.
B'de ilk cikan belli; Inter klasik Italyan kismetiyle 8 puanla 5. mactan cikmayi garantiledi.
Yani son 16'nin 13 tanesi tamam. Kalan 3 sira icin 5 takim yarisiyor. Pana-Anorthosis gecenin en ilginc maci olacak. Alan kazanir ama Pana'nin puan avantaji var.
A Grubunun sonu belli (CFR Cluj), ilk 3 sira son mac piyangosu. Roma, Chelsea, Bordeaux birer puan fark ile dizililer. Roma-Bordeaux ile evinde oynayacak. 7 puaninin 6'sini gariban Cluj'dan toplayan Bordeaux Roma'da upset'i nah ceker diyesim var ama Roma kerizinden her seyi beklerim. Ote yandan Chelsea isi biten Cluj'u evinde yenemeyecekse cikmasin zaten.
UEFA yeri icin ugrasan takimlardan ise sadece 4 tanesi birbirleriyle carpisacak. Kiev-Fenerbahce ve Steaua-Fiorentina. Steaua ve Fenerbahce her turlu yenmek zorunda. Oteki turlu Kiev ve Firenze'de UEFA bayrami yasanir, insanlar sabahlara kadar uyumaz.
Favorilerin bu kadar rahat turladigi bir Sampiyonlar Ligi az gorulmustur.
Labels: Sampiyonlar Ligi
27 Kasım 2008 Perşembe
Metalciler
Cem Yilmaz'in Ridvan'in programina katildiginda soyledigi gibi, "Turk taraftar en cok Kiev deplasmanina gitmek istiyor"...
Kharkiv bu anlayisin intikamini once Besiktas'i 4-1 yenip eleyerek, dun de Galatasaray'i 1-0'la gecerek almaya calisiyor...
Dinamo da Fenerbahce'yi yenip bizim Avrupa umudumuzu sifira cekerse, daha cok "ekran basindan keyif almaya" devam ederiz...
Labels: Metalist Kharkiv, Ukrayna
26 Kasım 2008 Çarşamba
Brezilya - Rusya - Ingiltere
Labels: Jo, Manchester City
100ler takimi tamam
Bugun Thierry Henry'nin Sampiyonlar Ligi'nde 100. macina cikmasiyla ligin ilk 100ler 11'i tamamlanmis oldu. Asagidaki Sampiyonlar Ligin'de en az 100 mac oynamis topcularin listesidir. 100 mac 3 tane Super Lig sezonu... Profesyonellik kelimesini sozlesme doneminden donemine aklina getiren futbolcularin onune su listeyi koyup sonra gorusmeye baslamali.
Kaleci:
Oliver Kahn (Bayern, 103)
Defans:
Roberto Carlos (Real Madrid, Fenerbahce. 117)
Paolo Maldini (AC Milan, 108)
Gary Neville (Manchester United, 100)
Orta Saha:
Ryan Giggs (Manchester United, 122)
David Beckham (Manchester United, Real Madrid 103)
Clarence Seedorf (Ajax, Real Madrid, AC Milan, 101) (Hepsiyle CL kaldirdi)
Paul Scholes (Manchester United. 102)
Luis Figo (Barcelona, Real Madrid, Inter Milan, 101)
Forvet:
Raul (Real Madrid, 125)
Thierry Henry (Monaco, Juventus, Arsenal, Barca 100)
Labels: Sampiyonlar Ligi
Genclik...
Donduk, o zaman genclere olan ilgimizi (yahu su konuda yazip da, ters bir cumle kurmamak guc) tazeleyelim...
Teyo...
Ilk geldiginde Deli Ibo'ya alternatif olsun diye alindigi soylenmisti... Sonradan on libero ve sol acik olarak da oynadi...
Labels: Besiktas, Fenerbahce, Rodrigo Tello
Kalli
Labels: Galatasaray, Karl Heinz Feldkamp, Michael Skibbe
Donus ve ozur
3 Kasım 2008 Pazartesi
Ergun Hacettepe'de
Ligimizde Galatasaray Fener arasi transfer ziplamasi yapan ender adamlardan Erdogan Arica, dun sepetlenen Osman Özdemir'in yerine Hacettepe teknik direktoru olmus. Ozelemistik asabi adami. Yardimcisi da Ergun Penbe olmus. LigTv, Is ve Isci bulma kurumundan daha verimli calisiyor.
Labels: Erdogan Arica, Ergun Penbe, Hacettepe
2 Kasım 2008 Pazar
31 Ekim 2008 Cuma
Bu da futbol
9 aylik falan oynanmaz bu zibidilerle.
http://www.dailymotion.com/fr/featured/video/x45w75_reinvente-ton-jeu_extreme
29 Ekim 2008 Çarşamba
Suleyman
Ljunberg gelmis hos gelmis...
Park Ji Sung - Touch My Body
Bu herif Manchester'da oynasin diye Kore Turizm Bakanligi aciktan para vermiyorsa ben de birsey bilmiyorum.
Labels: Manchester United, Park Ji-Sung
28 Ekim 2008 Salı
Alex'ime bak hele...
"General Franco'nun Takımı, İspanya'ya demokrasi gelmeden önce her istediğini elde etmeye çok alışmış olmalı"
Labels: Alex Ferguson, Manchester United, Real Madrid
Karabas
"Kart göstereceğim futbolcu 'Karabaş' gibi yanıma gelecek. Ben kart göstermek için düdük çalarsam ve futbolcu arkasını dönüp giderse o benim için köpektir"
Labels: Ahmet Cakar, Arda Turan
Fikirtepe Trabzon Kiraathanesi...
Labels: Avrasya Maratonu, Rambo Okan
24 Ekim 2008 Cuma
Kewell
Tifil gunlerini gecirdigi Leeds United'da gelecegin en buyuk yildizlarindan birisi olarak gosteriliyordu. Ne yalan soyleyeyim o zamanki uzun saclariyla falan pek bi artist gozukmustu bana Istanbul'daki mactan once. Bazi budist karakterli insanlar vardir ters bir aninizda hisimla saydirsaniz durup bir dusunursunuz "ulan bu herif bana ne yapti da ben onun ailesindeki cift X chromosomlularinin hatirini soruyorum?" diye. Iste 2000'deki o meshur macta ettigim kufurlerde oyle bir keyifsiz tad vermisti Harry Kewell. Misal Eric Cantona veya Dennis Wise bu gruba tabi degildir. Onlara gonul ve vicdan rahatligiyla bolca saydirabilirsiniz. Harry'i de bu ekolden sanmistim ama tam tersi cikmisti. Hatta ne yalan soyleyeyim rovansta Popescu numaradan kirmizi kart gostertince, televizyon karsisinda kol gosteren bu bunye icten ice Popescu'ya sitem etmisti yakti genc cocugu diye. Devran dondu herif Galatasaray'da oynuyor, hatta muhtesem oynuyor. Inanmasi guc. Gerci vasat oynasa bile kendisini severdik gibime geliyor. Iyi ki geldin guzel insan. Erkenden gitmek falan yok, valla birakmayiz.
Labels: Galatasaray, Harry Kewell
22 Ekim 2008 Çarşamba
Ozur ve duzeltme
Labels: Barcelona, Carles Busquets, Sergio Busquets
Lacatus Iptal
Steaua Bukres 2 kez one gectigi macta Lyon'dan 5 yiyerek maglup olunca teknik direktor Marius Lacatus paydos demis. Steaua evinde oynadigi iki maci da kaybetti. Galatasaray karsisinda izledigimiz Steaua demir leblebi kivaminda takimdi. Yumusadigina kanaat getirmisler demek ki. Ligdeki durumlari da orta seker. Lider Poli AEK'in 5 puan gerisinde 4. siradalar. Kadrolu Super Lig antrenoru Multescu'nun Dinamo Bukres'i liderin ensesinde 2. sirada. Skibbe'nin yerine adaylar arasina Lacatus'u da yazdik.
Labels: Marius Lacatus, Steaua Bukres
21 Ekim 2008 Salı
Mac Oldu: Fenerbahce 2 - Arsenal 5
Cok da fazla soze hacet yok; buyrun macin golleri asagida...
Labels: Arsenal, Fenerbahce, Sampiyonlar Ligi
Fenerbahce - Arsenal
Arsenal'in web sitesi, bugunku mac sebebiyle, nostaljik bir hava estirmis...
Labels: Arsenal, Fenerbahce, Nostalji
Hadi ya...
Galatasaray'dayken begenirdim, Besiktas'a geldiginde bir turlu sans bulamamasini anlayamazdim...
Labels: 1860 Munih, Berkant Goktan, Besiktas, Galatasaray
20 Ekim 2008 Pazartesi
Rosicky
29 Ocak 2008'den beri kayiplari oynayan Rosicky'den en son Arsene reis "sene sonuna kadar maca cikarirsak iyidir" diye bahsetmis. Adam o kadar unutuldu ki Fener maci oncesi Arsenal'in sakat listesinde bahsedilmeye gerek bile duyulmuyor. Onun olmadigi yerde, baska bir orta Avrupali Modric'e Abdurrahman celebi diyenler oldu. Tutmadi tabi...
Donsun de su herifi bir adam gibi izleyelim artik. Nasri'de ayni keyif yok.
Labels: Arsenal, Tomas Rosicky
Fernando Forestieri
Labels: Fernando Forestieri, Genoa, Sebastian Giovinco, Siena
Milano da iyidir aslinda...
Inter'e gittiginde sasirmistim...
Labels: Inter, Jose Mourinho, Manchester United, Premier League
18 Ekim 2008 Cumartesi
Werder Firtinasi
Bu sene Werder'in maclari apayri geciyor. Borussia Dortmund ile yaptiklari macta, Dortmund son 3 dakikaya 2-1 onde giriyor. Sonra Werder 3-2 one gecse de mac uzatmada gelen Dortmund golu ile 3-3 sonuclaniyor. Anlatilmaz yasanir bu adamlar. Buyrun yasayin:
3-3 Werder Bremen vs. Borussia Dortmund Highlights - MyVideo
Not: Spiker sizi dovmek istemiyor.
Labels: Borussia Dortmund, Bundesliga, Werder Bremen
Mukemmel!
"MUSTAFA Denizli, şimdiye kadar her önemli maçtan önce oynamayı alışkanlık haline getirdiği ve kazandığını söylediği sanal maçlarda ilk kez yenildi. Denizli, "Bayer Leverkusen ile kafamda sanal maçlar yaptım, fark yedim" dedi."
Not: Fenerbahce, Leverkusen ile oynayacagi 2 maci da 2-1 kaybedecekti... Ilk macta gollerden birini henuz 25 yasinda olan Michael Ballack atacakti.
2. Not: Sag doksana anketi caktik... Bekleriz...
Labels: Bayer Leverkusen, Fenerbahce, Mustafa Denizli, Nostalji
Hey onbesli, onbesli...
Iyice genc sever damgasi yeme yolunda gidiyorum, lakin, napayim arkadas...
Resimde gorulen, Hugo'dan hallice bir tipe sahip olan Kuran kursu biyikli cocugun adi Reuben Noble-Lazarus... Oynadigi takim ise Barnsley...
30 Eylul'de oynanan Championship (elin Bank Asya 1. Ligi) macinda, henuz 15. yasindan 45 gun almisken sahaya cikan Lazarus; Ingiltere'de resmi maca cikmis en genc oyuncu unvanini da elinde bulunduruyor.
Bizde 17'lik Batugol milli takima cikar da, elin Ingiliz'i bunun altinda kalir mi usta?
Douglas Costa
Sigorta kutusunun onunde cekilen resminde, kameraya sacma sapan bir bakis atmis bu cocugun adi Douglas Costa...
Elinde iki tane teneke kupa tuttuguna, boynundaki madalyaya bakmamak lazim...
Gremio'lu bu 17'lik cocugun pesinde Avrupa'nin butun buyuk kulupleri kosuyor.
5 milyon Euro'yu getirenin alacagi kontratinda yer alsa da, Manchester United'in 8 milyon Pound'a kadar cikabilecegi; Alex'in Brezilya'li ikizlerin ustune bir de Costa'yi Brezilya'dan alip getirmek istedigi soyleniyor...
Rastgele...
Labels: Alex Ferguson, Gremio, Manchester United